Gizemli Gap Turu - Uçaklı Tur Programı
Kalkış Yerleri: İzmir Havalimanı Her Hafta
PROGRAM
UÇAKLI GAP TURU

UÇAKLI GAP TURU - 4 GECE 5 GÜN
ADANA, GAZİANTEP, ŞANLIURFA, MARDİN, MİDYAT, DİYARBAKIR

Halfeti Tekne Turu -  Göbeklitepe Gezileri!!!
Harran Evleri -  Hasankeyf Gezileri!!!
Nemrut Dağı Gün Batımı - Muhteşem Sıra Gecesi!!!
Kadim Şehir Mardin – Gaziantep Mutfağı İle!!! 


1. GÜN : İZMİR - ADANA – NEMRUT DAĞI ( Gün Batımı ) - KAHTA
Sabah saatlerde İzmir Havalimanında buluşup Adana uçuşumuz için uçağımıza yerleşiyoruz. Keyifli bir uçuş sonrası Adana Havaalanına indiğimizde bizi bekleyen aracımız ve rehberimizle buluşup turumuza başlıyoruz. Uygun bir yerde alacağımız sabah kahvaltı molamız sonrası Adana şehir merkezinde, Sabancı Merkez Camii ve Taş Köprüyü görüyoruz. Sonrasında rehberimizin anlatımları eşliğinde bir yolculukla Kahta’ya ulaşıyoruz. Burada gün batımını seyretmek için bizi Nemrut Dağı’na çıkaracak dolmuşlarımıza biniyoruz. Kâhta Cendere Köprüsü (Septimus Saverius) Komagene Krallığı başkenti Arsameia ile Krallığa ait mezarı ve Karakuş Tümülüsünü ziyaret ediyoruz. Zirveye ulaştığımızda, Dağın en önemli unsuru ise Komagene Kralı Antiochos'a ait Tümülüs ve Diğer Kutsal alanlardır. Zirve’de İlk olarak Doğu Terası’nda bulunan I. Antiochos, Zeus, Apollon, Herakles, Kommagene, Kartal ve Arslan Heykellerini görüyoruz. Burada rehberimizin anlatımlarını dinlerken Nemrut’un büyüsü sizleri de derinden etkileyecektir. Doğu Terası Bağış Sunağını gördükten sonra Batı Terası’na geçerek önce Batı Terası Bağış Sunağı’nı görüyoruz. Rehberimizin anlatımları bittikten sonra derin bir sessizliğe kapılıp, güneşin muhteşem batışını seyrediyoruz. Güzel geçen günümüzün sonunda dolmuşlarımızla otobüsümüze gelip kısa bir yolculukla otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.  KAHTA TAŞSARAY HOTEL
2. GÜN : KAHTA - DIYARBAKIR – HASANKEYF – MİDYAT 
Otelimizde alacağımız Sabah kahvaltısının ardından otelimizden ayrılıp, Siverek üzerinden Diyarbakır’ a doğru yolculuğumuza başlıyoruz. Yolda Atatürk Barajı üzerine yapılan Nissibi Köprüsünde kısa bir çay molası verip yolculuğumuza devam ediyoruz. Diyarbakır’ a ulaştığımızda ilk olarak Hevsel Bahçeleri eşliğinde tarihi 10 Gözlü Köprüyü Görüyoruz. Mardin Kapı’dan içeriye girip eski şehri gezmeye başlıyoruz.Diyarbakır Ulu Cami’ni, Cahit Sıtkı Tarancı Evi ve Müzesi’ni, Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır Surları’nı, Hevsel Bahçeleri’ni, Mardin Kapısı’nı ve Hz.Adem ile Hz.Havva’nın indirildiğine inanılan Kırklar Dağı’nı görüp Diyarbakır gezimizi tamamlıyoruz alacağımız serbest zamanda öğle yemeğimizi yiyip yolculuğumuza devam ediyoruz. Yaklaşık 1,5 saat sürecek yolculuk sonrasında durağımız Hasankeyf’e hareket ediyoruz. Ilısu Barajı’nın yapımıyla sular altında kalan Hasankeyf  5 bin yıl öncesinden günümüze kadar önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Artuklu’ lar zamanında en görkemli günlerini yaşayan bu kadim kent gezimizde Dicle Nehri’nin kıyısındaki tarihi kalıntıların görüntüsü sizleri çok etkileyecektir. Rehberimizin anlatımlarını dinleyip fotoğraflarımızı çektikten sonra. Tur Abdi’n bölgesinin kalbi sayılan Süryani cemaatinin en önemli yerleşmelerinden Midyat’ta geliyoruz burada kısa bir gezi yapıyoruz. Süryani ustalarının yüzyılların birikimiyle ince ince işlediği telkari sanatının en iyi örneklerinden alabilirsiniz. Sizlerin Sıla Dizisi ile tanıdığınız Midyat evlerinin en güzel örneklerinden olan Kaymakamlık Konuk Evi’ne uğruyoruz. Alışveriş için alacağımız serbest zaman sonrası otelimize yerleşiyoruz. MİDYAT

3. GÜN : MİDYAT – DARA ANTİK KENTİ - MARDİN 
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltısının ardından, Midyat yolculuğumuzun devamı olan Süryani Kadim Ortodoks'larının ünlü ve büyük yapıtlarından biri olan Safran ya da diğer adıyla Mor Gabriel Manastırı’nı (Deyrulumur) ziyaret ederek günümüze başlıyoruz. Manastır içerisindeki Yemekhane, Mezarlık ve Meryemana Kilisesi'ni rehberimiz eşliğinde geziyor ve buradan yine Midyat yakınlarındaki Mağara Köy’e doğru yol alıyoruz. Ezidi Köyü olarak bilinen yerleşimde Ezidi kültürü hakkında bilgi alacağız. Mardin ve civarında yerleşmiş farklı kültürlerin hep birlikte uyum içinde yaşayışlarına yakından tanık olacağız. Buradan Bagok (İzla) Dağlarının eteklerinde yer alan Elbeğendi (Kafro) Köyüne geçiyoruz. Avrupa’ya göç etmek zorunda kalan ve bir gün doğup büyüdükleri topraklara dönmek isteyen Süryani konakları ve Meryem Ana Kilisesi’ni görüp, Güneydoğu Anadolu’ da çok farklı bir doğal güzelliğe ve yeşiline sahip olan Beyaz Su mesire yerine doğru yola çıkıyoruz. Yemyeşil ağaçlarla kaplı ve gürül gürül suların aktığı bu cennet ortamda mola veriyoruz. Daha sonra Nusaybin’e hareket ediyoruz. Metropolitlik merkezi, 1364-1839 yılları arasında da Turabdin bölgesi için Patriklik makamı olmuş Mor Yakup Manastırı’nı ziyaret edip,  Daha sonra Pers İmparatoru Darius ile Büyük İskender’in savaşına tanıklık eden, Güneydoğu'nun Efes'i olarak anılan Dara Antik Kenti’ne ulaşıyoruz. Halk arasında zindan denilen, yerin altındaki o görkemli Su Sarnıcı’nı ve Dara Barajı’nın Tahliye Kemerlerini görüp, igecesi ‘’Gerdanlık’’ gündüzü ‘’Seyranlık’’ olan MARDİN’e geçiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.  MARDİN

4. GÜN : MARDİN – GÖBEKLİTEPE – HARRAN - ŞANLIURFA
Otelimizde alacağımız Sabah kahvaltısının ardından otelimizden ayrılıp, Süryani kilisesinin önemli merkezlerinden olan Deyrulzafaran’ı (Safran Manastırı) geziyoruz. Daha sonra, Mezopotamya olarak adlandırılan bölgede bir dağın tepesine kurulmuş olan eski Mardin’i göreceğiz. Tarihe canlı tanıklık yapacağınız bu eşsiz şehrin dar sokaklarında yürürken Ulu Camii, Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi, Latifiye Cami, Kırklar Kilisesi, Tarihi Postane Binası görülecek yerler arasında. Keyif dolu geçen saatler sonrasında Öğle yemeği için alacağımız zaman sonrası Mardin’ den Ayrılıp Kızıltepe, Viranşehir üzerinden, Peygamberler şehri Şanlıurfa'ya hareket ediyoruz. İlk olarak Dünya tarihinin en eski yerleşik düzendeki tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe’ye ulaşıyoruz. Cilalı Taş Devrinden kalma, son dönemde dünya tarihini bile değiştiren ve dünyanın en eski açık hava tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe'de Rehberimizin yapacağı anlatımlar Göbeklitepe’ye daha bir önem kazandıracaktır. Gezimizin ardından  GAP projesiyle sulama alanı olduktan sonra kaderi değişen Harran’a gidiyoruz. Burada ilk üniversite olarak kabul edilen İslam üniversitesini ve tarihi Harran evlerini geziyoruz. Yöresel kıyafetlerle çektirdiğimiz fotoğrafların ardından Urfa merkeze dönüp otelimize yerleşiyoruz. Sabah Kahvaltı ve konaklama otelimizde. URFA OTEL 
Dileyen misafirlerimizle muhteşem bir eğlence için Sıra Gecesine gidiyoruz. 

5. GÜN : URFA  - HALFETİ – GAZİANTEP - İZMİR 
Otelimizde alacağımız Sabah kahvaltısının ardından otelimizden ayrılıp, gezimize Karagül denince akla gelen ve yakın geçmişte Fırat nehrinin üzerine kurulan Birecik Barajının suları altında kalan Halfeti’ye varıp burada yaklaşık 1 saat sürecek olan (ekstra) tekne turuna katılıyoruz. Rum Kale ve benzeri batıklar, büyük bir bölümü sular altında kalan Savaşan Köyü görülecek yerler arasında. Turumuzun devamında Dünyanın en zengin Mozaik müzelerinden birisi olan Zeugma Mozaik Müzesi ile başlayacağız. Roma İmparatorluğunun en doğudaki, en önemli kenti olan Zeugma’dan son 15 yılda çıkartılan zengin mozaik koleksiyonunda pek çok mitolojik hikâyenin izini süreceğiz. Müzede ayrıca pek çok arkeolojik parça da sergilenmektedir. Müze ziyaretimizden sonra Gaziantep’ten uçağımızla İzmir’e dönüyoruz. Bir dahaki KARETUR organizasyonunda buluşmak dileğiyle sizlerden ayrılıyoruz.


FİYATA DAHİL OLAN HİZMETLER

* İzmir – Adana / Antep – İzmir Uçak Biletleri
* Lüks Otellerde Konaklama
* 4 Sabah Kahvaltısı + 3 Akşam Yemeği
* Lüks Otobüsler İle Ulaşım
* Araç içi Soğuk ikramlar
* Profesyonel Rehberlik Hizmetleri
* Seyahat Sigortası

FİYATA DAHİL OLMAYAN HİZMETLER

* Tüm Öğlen Yemekleri ve yemeklerde alınan içecekler
* Müze ve Ören Yeri Girişleri
* Nemrut minibüs ücretleri
* Halfeti tekne ücretleri
* Urfa sıra gecesi Yemekli

HARRAN EVLERİ : 
Harran'ı n en çok ilgi çeken yanı, bindirme tekniğinde yapılmış külah biçimindeki konik kubbeli evleridir. Kubbeli evlerin tarihi, MÖ. VI. bine kadar gitmektedir. Kubbeli ev geleneği, Mezopotamya, Transkafkasya ve Ege'de MÖ. III. bine kadar devam ettirilmiştir.
Anadolu'da kubbeli evlerin yoğun olarak tespit edildiği iki bölge vardır. Birinci bölge Urfa-Birecik arasındaki bölgedir. İkinci bölge ise, Urfa-Akçakale arasındaki bölgedir. Kerpiç kubbe ile örtülmüş bu evlerden farklı olarak Harran evlerinin kubbelerinde tuğla da kullanılmıştır.
Harran evlerinin tuğla kubbe ile örtülmesinin iki sebebi vardır. Biri, bölgenin çöl olmasından dolayı ağaç malzemenin bulunmayışıdır. Diğeri ise, Harran'da bol miktarda bulunan tuğla malzemedir. Evlerin yüksekliği içerden en çok 5 metreye varan kubbeler, 30 40 tuğla dizisi ile örülmüştür. Örgüleri düzensiz bir şekilde balçık sıva ile bağlanan kubbe ve duvarlar, içerden ve dışarıdan yine bu harçla sıvanmıştır.
Harran evleri bölge iklimine uyumlu olarak yaz aylarında serin kış ise sıcaktır.
1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak ilan edilen Harran'da kubbe evler korumaya alınmıştır. Ören yerinden malzeme toplanması, inşaat yapılması ve kanal açılması yasaklanmıştır. Harran evlerinden biri, 1999 yılında restore edilmiş ve " Harran Kültür Evi" olarak turizmin hizmetine sunulmuştur.
Bu evlerden 5 tanesi de kültür bakanlığı tarafından satın alınarak restorasyon programına alınmıştır


GÖBEKLİTEPE ÖREN YERİ :

İnsanlık tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden düşünmemizi sağlayacak, yerleşik tarih anlayışını ve bilgilerini değiştirip dinler tarihini sorgulatacak, bir kısmımızın varlığından haberi dahi olmadığı bir arkeolojik çalışma 1995 yılından beri Urfa Göbeklitepe'de devam ediyor. İnşası Milattan önce 10.000 yılına kadar uzanan Göbeklitepe, şu anda tarihteki en eski tapınak olarak biliniyor. Bölgedeki bir çok kabilenin toplanıp işbirliği ile inşa etmiş olduğu Göbeklitepe, insanlığın avcı-toplayıcı hayattan yerleşik hayata geçişi sırasında inşa edilmiş eşsiz bir eserdir. Öyle ki yapımında kullanılan 3 tonluk taşlar, daha henüz tekerleğin icadından önce yüzlerce metre ötedeki taş ocağından taşınmıştır. Böylesi büyük bir emeğin ve adanmışlığın bir eseri olan Göbeklitepe ile beraber aynı zamanda çevrede kazıyla ortaya çıkarılmış ve toprak altında kazılmamış olan bir çok benzeri yapı da bulunmaktadır. Bu eserlerin de aynı zamanda inşa tarihleri Göbeklitepe'ye oldukça yakındır. Yani Göbeklitepe sanılanın aksine birkaç sene içerisinde inşa edilmiş basit, tek bir tapınak değil, yüzyıllar hatta binlerce yıl boyunca çevresinde benzeri yapıların da inşa edilegelmiş olduğu, nesilden nesile geçmiş olan bir kültürün eseridir.

Göbeklitepe İngiltere'de bulunan Stonehenge'den 7000, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eskidir. Tek başına bu bile onun nasıl bir mimari harika olduğunu anlamamız için yeterlidir. Bunların yanında yerleşik hayata geçişi temsil eden kültür bitkisi buğdayın atasına da Göbeklitepe eteklerinde rastlanmıştır. Göbeklitepe'nin uygarlığın ve medeniyetin ilk defa gelişip, yeşerdiği bölge olan Bereketli Hilal'in içerisinde yer alıyor olması da bu bakımdan şaşırtıcı değildir. (Fertile Crescent) Fakat Göbeklitepe'yi inşa eden kabilelerin sayısı yüzyıllar içerisinde azalmış, böylelikle günümüze daha yakın olan tapınak örnekleri ilk inşa edilen Göbeklitepe'den daha az görkemli olmuştur. İnşa edildikten 1000-2000 yıl sonra ise üstleri insanlar tarafından toprakla kapatılarak gömülmüştür. Sırf bu sayede günümüze değin arkeolojik açıdan "mükemmel korunmuş" bir şekilde olan bu tapınaklar arkeoloji bilimi ile yeniden gün ışığına çıkıyor.

NEMRUT DAĞI :
Türkiye'nin Adıyaman ilinde yer alan 2.150 metre yüksekliğinde bir dağdır. Adıyaman'ın Kahta ilçesinde yer alan Nemrut Dağı, Ankar Dağları civarında Toros dağ silsilssinde bulunur. 1987'de UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen Nemrut Dağı, 1988 yılında tesis edilen Nemrut Dağı Milli Parkı ile korumaya alınmıştır. Nemrut Dağı Kültür rotası Adıyaman merkezde bulunan Perre Antik Kenti ile başlayıp sonrasında Kahta ilçesinde bulunan Karakuş Tümülüs'ü, Cendere Köprüsü ve Kanyonu, Komagene Medeniyeti'nin yazlık başkenti olan Arsemia Ören Yeri, Kahta Kalesi, Şeytan Köprüsü ve nihayetinde Nemrut Dağı'nda son bulur.

 

DİĞER BİLGİLER
Kalkış Yerleri
  • ADNAN MENDERES HAVALİMANI DIŞ HATLAR (06:00)
  • ADNAN MENDERES HAVALİMANI İÇ HATLAR (06:00)
Notlar

HARRAN EVLERİ : 
Harran'ı n en çok ilgi çeken yanı, bindirme tekniğinde yapılmış külah biçimindeki konik kubbeli evleridir. Kubbeli evlerin tarihi, MÖ. VI. bine kadar gitmektedir. Kubbeli ev geleneği, Mezopotamya, Transkafkasya ve Ege'de MÖ. III. bine kadar devam ettirilmiştir.
Anadolu'da kubbeli evlerin yoğun olarak tespit edildiği iki bölge vardır. Birinci bölge Urfa-Birecik arasındaki bölgedir. İkinci bölge ise, Urfa-Akçakale arasındaki bölgedir. Kerpiç kubbe ile örtülmüş bu evlerden farklı olarak Harran evlerinin kubbelerinde tuğla da kullanılmıştır.
Harran evlerinin tuğla kubbe ile örtülmesinin iki sebebi vardır. Biri, bölgenin çöl olmasından dolayı ağaç malzemenin bulunmayışıdır. Diğeri ise, Harran'da bol miktarda bulunan tuğla malzemedir. Evlerin yüksekliği içerden en çok 5 metreye varan kubbeler, 30 40 tuğla dizisi ile örülmüştür. Örgüleri düzensiz bir şekilde balçık sıva ile bağlanan kubbe ve duvarlar, içerden ve dışarıdan yine bu harçla sıvanmıştır.
Harran evleri bölge iklimine uyumlu olarak yaz aylarında serin kış ise sıcaktır.
1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak ilan edilen Harran'da kubbe evler korumaya alınmıştır. Ören yerinden malzeme toplanması, inşaat yapılması ve kanal açılması yasaklanmıştır. Harran evlerinden biri, 1999 yılında restore edilmiş ve " Harran Kültür Evi" olarak turizmin hizmetine sunulmuştur.
Bu evlerden 5 tanesi de kültür bakanlığı tarafından satın alınarak restorasyon programına alınmıştır


GÖBEKLİTEPE ÖREN YERİ :

İnsanlık tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden düşünmemizi sağlayacak, yerleşik tarih anlayışını ve bilgilerini değiştirip dinler tarihini sorgulatacak, bir kısmımızın varlığından haberi dahi olmadığı bir arkeolojik çalışma 1995 yılından beri Urfa Göbeklitepe'de devam ediyor. İnşası Milattan önce 10.000 yılına kadar uzanan Göbeklitepe, şu anda tarihteki en eski tapınak olarak biliniyor. Bölgedeki bir çok kabilenin toplanıp işbirliği ile inşa etmiş olduğu Göbeklitepe, insanlığın avcı-toplayıcı hayattan yerleşik hayata geçişi sırasında inşa edilmiş eşsiz bir eserdir. Öyle ki yapımında kullanılan 3 tonluk taşlar, daha henüz tekerleğin icadından önce yüzlerce metre ötedeki taş ocağından taşınmıştır. Böylesi büyük bir emeğin ve adanmışlığın bir eseri olan Göbeklitepe ile beraber aynı zamanda çevrede kazıyla ortaya çıkarılmış ve toprak altında kazılmamış olan bir çok benzeri yapı da bulunmaktadır. Bu eserlerin de aynı zamanda inşa tarihleri Göbeklitepe'ye oldukça yakındır. Yani Göbeklitepe sanılanın aksine birkaç sene içerisinde inşa edilmiş basit, tek bir tapınak değil, yüzyıllar hatta binlerce yıl boyunca çevresinde benzeri yapıların da inşa edilegelmiş olduğu, nesilden nesile geçmiş olan bir kültürün eseridir.

Göbeklitepe İngiltere'de bulunan Stonehenge'den 7000, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eskidir. Tek başına bu bile onun nasıl bir mimari harika olduğunu anlamamız için yeterlidir. Bunların yanında yerleşik hayata geçişi temsil eden kültür bitkisi buğdayın atasına da Göbeklitepe eteklerinde rastlanmıştır. Göbeklitepe'nin uygarlığın ve medeniyetin ilk defa gelişip, yeşerdiği bölge olan Bereketli Hilal'in içerisinde yer alıyor olması da bu bakımdan şaşırtıcı değildir. (Fertile Crescent) Fakat Göbeklitepe'yi inşa eden kabilelerin sayısı yüzyıllar içerisinde azalmış, böylelikle günümüze daha yakın olan tapınak örnekleri ilk inşa edilen Göbeklitepe'den daha az görkemli olmuştur. İnşa edildikten 1000-2000 yıl sonra ise üstleri insanlar tarafından toprakla kapatılarak gömülmüştür. Sırf bu sayede günümüze değin arkeolojik açıdan "mükemmel korunmuş" bir şekilde olan bu tapınaklar arkeoloji bilimi ile yeniden gün ışığına çıkıyor.

NEMRUT DAĞI :
Türkiye'nin Adıyaman ilinde yer alan 2.150 metre yüksekliğinde bir dağdır. Adıyaman'ın Kahta ilçesinde yer alan Nemrut Dağı, Ankar Dağları civarında Toros dağ silsilssinde bulunur. 1987'de UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen Nemrut Dağı, 1988 yılında tesis edilen Nemrut Dağı Milli Parkı ile korumaya alınmıştır. Nemrut Dağı Kültür rotası Adıyaman merkezde bulunan Perre Antik Kenti ile başlayıp sonrasında Kahta ilçesinde bulunan Karakuş Tümülüs'ü, Cendere Köprüsü ve Kanyonu, Komagene Medeniyeti'nin yazlık başkenti olan Arsemia Ören Yeri, Kahta Kalesi, Şeytan Köprüsü ve nihayetinde Nemrut Dağı'nda son bulur.


İptal Şartları
https://karetur.com/ucakli-gap-turu-izmir-istanbul-ankaradan

İsmet Kaptan Mahallesi Şair Eşref Bulvarı Karaahmetoğlu İş Merkezi Blok No:22 İç kapı No:104 Konak / İZMİR
+90 232 441 7300


Bu çıktı 29.03.2024 01:41 tarihinde verilmiştir. tur programında ve fiyatlarında değişiklik yapabilir. Lütfen rezervasyon anında yeniden kontrol ediniz.