2024 Muğla, Denizli, Aydın Çıkışlı Büyük Balkan Turu Tur Programı
Kalkış Yerleri: İzmir
PROGRAM
2024 BÜYÜK BALKAN TURU
Balkan Ülkeleri Süper Program

BÜYÜK BALKAN TURU 

BALKAN COĞRAFYASINDA 9 ÜLKE GEZİSİ 

YUNANİSTAN - KUZEY MAKEDONYA - KOSOVA - ARNAVUTLUK - KARADAĞ HIRVATİSTAN – BOSNA HERSEK – SIRBİSTAN – BULGARİSTAN

BÖLGENİN SEÇKİN 3, 4, 5 YILDIZLI OTELLERİNDE KONAKLAMA AYRICALIĞI İLE ...

*** Matka Kanyonu, Blagaj (Sarı Saltuk Tekkesi) Programa Dahil !!!
*** Kotor, Budva, Dubrovnik Gezileri Fiyata Dahil !!!
*** Folklor ve Balkan Müzikleri Eşliğinde Makedon Gecesi Fiyata Dahil !!!
*** Yunan Müzikleri Eşliğinde Taverna Gecesi Fiyata Dahil !!!


1. GÜN : İZMİR – ÇANAKKALE – İPSALA 
Belirlenen noktalardan misafirlerimizi aldıktan sonra hareket ediyoruz. Güzel bir yolculuk ve molalarla sabah saatlerinde İpsala’da oluyoruz. Gümrük işlemlerimizin ardından Yunanistan’a geçiyoruz.

2. Gün: TÜRKİYE – KAVALA - SELANİK - (Yunanistan) 
Sabah saatlerinde İpsala – Selanik yolu üzerinde yapacağımız kahvaltımızın ardından kısa bir yolculukla Kavala’ya varıyor ve şehir turumuza başlıyoruz. Burası, Yunanistan'ın Doğu Makedonya adlı bölgesinde yer alan, Osmanlı döneminde önemli sahil kentlerinden biri olmuş ve aynı zamanda Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın da doğum yeridir. Kavalalı Mehmet Ali Paşa burada doğmuş, daha sonrasında Mısır'da güçlü bir vali olmuştur. Napolyon'un Mısır seferinde Osmanlı'ya askeri yardımda bulunmuş etkili bir validir. Fakat Daha sonrasında Osmanlı'ya isyan etmiştir. Kavala'da ona ait, 19. yüzyılda inşa edilmiş  Mehmet Ali Paşa'nın İmarethanesini, heykelini ve evini sizlere anlatacağız.  Resim çekim molamızın da ardından Kanuni Sultan Süleyman döneminde sadrazamlık yapmış Pargalı İbrahim Paşa tarafından yapılan dört köşe camiyi ziyaret edeceğiz. Ardından Kanuni Sultan Süleyman zamanında, şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere yapılmış, 52 metre yüksekliğindeki görkemli su kemerlerini göreceğiz. Kemerleri de gördükten sonra öğle yemeği için serbest zaman verip, Kavala turumuzu tamamlıyoruz.  Ardından SELANİK’e doğru hareket ediyoruz. Güzel geçen bir yolculuk ile SELANİK’e ulaşıyoruz. Selanik turumuzda ilk olarak ulu önder Atatürk'ün Evi'ni ziyaret ediyoruz. Bu ev 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olup evi 1878'de Ali Rıza Efendi kiralamıştır. Ali Rıza Efendi'nin vefat ettiği yıl olan 1888'e kadar da atamız ailesi ile burada yaşamıştır. Daha sonrasında yaşanan Balkan Savaşları ile birlikte Türkler bu topraklardan çekilmiş, 1937 yılına değin de bu ev başka kimselerce kullanılmıştır. 1937 yılında ev Atatürk'e hediye edilip, 1953 yılında ise çeşitli restorasyonların ardından bir müzeye dönüştürülmüştür. Atamızı ziyaret ettikten sonra Şehir Merkezinde Aya Dimitrios Kilisesi'ni ziyaret edeceğiz. Bu kilise aslında ilk olarak Roma döneminde bir hamamdı ve Aziz Dimitri burada Pagan Romalılarca şehit edildi. Sonrasında Bizanslıların Hristiyanlığı kabul edişi ile birlikte buraya bir kilise inşa edilmiştir. Kilise'nin çeşme suyu azizin şehit edildiği yere kurulmuş olup Hristiyanlarca şifalı ve kutsal kabul edilir. Sonrasında Osmanlı İmparatorluğu tarafından 19. yüzyılda inşa edilmiş Bakanlık Binası, Roma döneminde tapınak olarak inşa edilmiş sonradan kilise ve camiye dönüştürülmüş Rotunda, Pers zaferi anısına yapılmış antik Zafer Kemeri, Osmanlı zamanında denizin kıyısına inşa edilmiş, Yunanlılar Selanik'i ele geçirince beyaza boyanmış olan Beyaz Kule, Selanik'i fetheteden beylerbeyi Hamza Bey'in adını almış 500 yıllık Hamza Bey Camii ve Bedesteni, Klasik çağı kapatıp, Hellenistik çağı başlatan Makdeon Fatih Büyük İskender Heykeli,  büyük Selanik yangının ardından tasarlanıp inşa edilmiş olan Aristoteles Meydanı, Meydanın kuzeyinde yer alan Venizelos Heykeli gezilerimizi yapıyoruz. Daha sonrasında konaklama ve sabah kahvaltısı Selanik’teki otelimizde. AKŞAM YEMEĞİ YUNAN MÜZİĞİ EŞLİĞİNDE TAVERNA EĞLENCESİ…

3. GÜN : – SELANİK (Yunanistan) – MANASTIR (Bitola) – RESNE - OHRİD (Kuzey Makedonya)
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Yunanistan sınırından çıkarak, Kuzey Makedonya sınırından Manastır’a ulaşıyoruz. Balkanlar’ın en eski şehirlerinden biri olan, Kuzey Makedonya’nın tarih ve kültür cenneti MANASTIR’da öğle yemeğimizde muhteşem köfte menü tavsiye ediyoruz. Köfte menümüzün ardından Atamızın Askeri okulu olan Manastır Askeri İdadisi'ni  geziyoruz. Burası 19. yüzyılda ordusunu modernleştirmeye çalışan Osmanlı Devleti'nin açtığı askeri okullardan sadece birisidir. Benzeri okullar İmparatorluğun diğer önemli şehirlerinde de açılmıştır. 1896 ve 1898 yıllarında burada eğitim gören Mustafa Kemal ile beraber, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli üyelerinin bir bölümü de burada eğitim görmüştür. Askeri Lise gezimiz sonrasında tarih boyunca "Sultaniye", "Kral Peter", "Mareşal Tito" gibi değişik isimlerle adlandırılmış, manastırın kalbi olan Şirok Sokağını gezeceğiz. Sonrasında Evliya Çelebi'nin "Manastırdaki en büyük cami" diye bahsettiği 500 yıllık İshakiye Camii, yine Osmanlı döneminde inşa edilmiş, 400 yıllık, içerisinde her 6 saatte bir müzik çalma mekanizması olan ikonik Saat Kulesi, Mustafa Kemal'in lise zamanlarında aşık olduğu söylentileri geçen Eleni Karinte'nin Evi, Osmanlı döneminden kalma Telgrafhane, Pekmez Meydanı, Türkülere konu olan Manastır’ın ortasındaki Havuz ve Çeşme'yi de görerek serbest zaman veriyoruz. Manastır gezimizin ardından yol güzergahında 1908 yılında Enver Bey ile beraber dağa çıkan ve II. Abdülhamid’in meşrutiyeti yeniden ilan etmesiyle sonuçlanan Jön Türk Devrimi’nin öncülerinden Niyazi Bey’in memleketi olan RESNE'ye uğruyoruz. Resne Roma İmparatorluğu zamanında buradan yol geçmesi için inşa edilmiş küçük bir yerleşim yeridir. Daha sonrasında Bizans ve Bulgar Krallığının eline, sonrasında ise Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine geçmiştir. Resne'de göreceğimiz ilk yerler arasında Resne’li Niyazi Bey'in Sarayı bulunuyor. II. Meşruiyet'in ilanı ile beraber "Hürriyet Kahramanı" diye anılmış Niyazi Bey ayrıca Resne'de görkemli bir Saray yaptırmıştır. Fakat ileriki yıllarda, koruması tarafından nedeni bilinmeyen bir şekilde öldürülünce halk arasında "ne şehittir ne gazi, pisi pisine gitti Niyazi" söylemleri dolaşmıştır. Gezimiz sonrası Ohrid’e ulaşıyoruz. Ohrid’e varışımızı takiben, büyüleyici bir tablo görüntüsündeki "Mavi İnci" adıyla bilinen, Osmanlı’nın Balkanlar’daki önemli üslerinden biri olmuş, Ohrid’lilerin ‘Tanrı cenneti çamurdan yaparken, bir parça kopup Ohrid’in üzerine düşmüş’ tanımlaması ile ünlü tarihi OHRİD şehrinde yürüyerek turumuza başlıyoruz. Ohrid arkeolojik kayıtlara göre 6000 yıllık bir yerleşim yeri olup, önce Makedon Krallığı, sonra Romalılar, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine geçmiş tarihi bir yerleşimdir. 19. yüzyılda burada ticaret faaliyetleri artmış ve aynı zamanda İttihat ve Terakki Cemiyetine verdiği yoğun destekler ile Osmanlı Siyaseti'nde aktif rol oynamış bir şehirdir. Ohrid turumuz sırasınca, içerisinde 1000 yıllık çınarları barındıran Tarihi Çınar Meydanı,  700 yıllık bir Bizans Kilisesi olan, "Before The Rain" filminin de çekildiği Aziz Bogorodica Kameusko, Bulgar Kralı Boris'in Hristiyanlığa geçişini temsil eden 1000 yıllık Aya Sofya Kilisesi'ni (dışarıdan) ziyaret edeceğiz. Sonrasında Ohrid'li Aziz Klemeus Heykeli ve Meydanı, müze olarak kullanılan ve Osmanlı Mimarisini çok iyi yansıtan Eski Türk Konakları, Roma döneminden kalma Antik Tiyatro, Aziz Panteleimon Kilisesi'ni göreceğiz.  Dileyen misafirlerimiz, düzenlenecek olan Ohrid Gölü Tekne Turuna katılabilirler. Turumuzun ardından otelimize yerleşiyoruz. 
Hotel Sileks, Hotel Aura, Hotel Aqualina, Hotel Kam Village ve benzeri otellerde.
 

4. Gün:  OHRİD – MATKA KANYONU - ÜSKÜP (Kuzey Makedonya)
Otelde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Üsküp’e doğru yola çıkıyoruz. Avrupa’nın en eğlenceli küçük başkentlerinden, Vardar vadisi üzerinde, Vardar nehrinin iki kıyısında bulunan ÜSKÜP’e varıyoruz. Üsküp ilk olarak adını burayı fetheden Roma İmparatorluğundan almıştır ve eski ismi "Scupi"dir. Zaman içerisinde ismi değişmiş ve bugün Makdeonlar tarafından "Skopje" olarak anılır. Makedonya'nın kültürel, ekonomik, politik ve akademik merkezidir. Aynı zamanda Yahya Kemal Beyatlı’nın doğduğu şehirdir. Şehir turumuza başlarken, Üsküp‘te tarih boyunca şehrin ticari faaliyetlerinin merkezi olan ve günümüzde de önemini yitirmemiş, taş sokakları  ve tarihi binaları ile Türk Çarşısı'nı ziyaret edeceğiz. Makedonlar buraya "Eski Üsküp Çarşısı" diyorlar. Osmanlı zamanından kalma bu yer içerisinde bir çok tarihi yapıyı barındırır ve Üsküp şehrinin eski, tarihi merkezidir. Böylelikle bizleri adeta zamanda bir geziye çıkarır. Çarşıdaki Kuyumcular Sokağı, II. Beyazıt Döneminden kalma, 500 yıllık tarihi Davut Paşa Hamamı,  yine 500 yıllık, II. Bayezit'in Veziri Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış Mustafa Paşa Camii, 1500 yılında inşa ettirilmiş, kubbesinin tahrip olması nedeni ile üzerine piramit bir çatı eklenmiş, minaresinin 45 metreye varan uzunluğu ile Rumeli'deki en uzun minareli, eşsiz bir cami olan Yahya Paşa Camii, bölgenin en eski camilerinden biri olan, 1436 yılında inşa edilmiş Sultan Murat Camii, avlusunda Üsküp'ün en eski ağacını barındıran, adını Rumeli'de bir çok yapı inşa ettirmiş olan İsa Bey'den alan İsa Bey Camii'yi geziyoruzSonrasında yine İsa Bey tarafından inşa edilmiş, iki büyük bölümden oluştuğu için Çifte Hamam ismini alan 500 yıllık hamamı ziyaret edeceğiz. Hamam gezimiz sonrası ismini yakındaki bir doğal kaynaktan alan Sulu Han, alt kat tüccarların malları üst katı ise tüccarların konaklaması için ayrılmış, ismini Osmanlıca'da malları tartmak için kullanılan Kab-ban isimli aletten almış Kapan Han ve taş ve tuğla gibi malzemelerin kullanılarak yapıldığı, Tarihi Türk Çarşısı'na açılan Kurşunlu Han'ı göreceğiz. Devamında 16.yy’dan kalma, yapımı Sultan II. Murat tarafından başlatılan, Fatih Sultan Mehmet tarafından bitirilmiş olan, Vardar nehri üzerine kurulu Taş Köprü'yü ziyaret ediyoruz. Bu taş köprü esasında Roma devrinde inşa edilmiş olup, sonrasında Osmanlı döneminde tekrardan daha sağlam bir şekilde inşa edilmiştir. 12 kemerden oluşan köprü 214 metre uzunluğundadır. Köprü gezimiz sonrasında Makedonya Meydanı olarak da bilinen, Vardar nehrinin kıyısında, içerisinde bir çok ticaret merkezinin, kafelerin ve alışveriş merkezinin de bulunduğu  Üsküp Meydanı'nı geziyoruz. Meydanda bizleri tüm görkemi ile atını şaha kaldıran Büyük İskender Heykeli karşılıyor. Sonrasında son zamanlarda kültürel mirası Makedonya ile Bulgaristan arasında bir tartışma konusu olmuş Kral Samuel Heykeli'ni göreceğiz. Sonrasında Rahibe Teresa Evini ve Rahibe Terasa Anıtı'nı göreceğiz. Rahibe Teresa Nobel Barış Ödülü'nü kazanmaya layık görülmüş, Hayırsever Misyonerler'in kurucusu, Arnavut kökenli bir rahibedir. Hümanist bir aktivist olan Rahibe Teresa yaptığı hayırseverlik işleri ile hem katolik hem de tüm dünyanın gözünde saygı duyulan, sevilen birisidir. Böylelikle 2008'de onun adına anıt ve bir ev inşa edilmiştir. Ev ziyaretimiz sonrası, akşam saatlerinde şehrin hengamesinden uzak, doğayla baş başa kalıp kafanızı dinleyebileceğiniz, aynı zamanda farklı aktivitelerle vaktinizi de değerlendirebileceğiniz Matka Kanyonu'na gideceğiz. Burası sadece şehrin değil, aynı zamanda şüphesiz ülkenin en önemli doğal güzelliği. Bölgeye 1937 yılında yapılan baraj ile bugünkü görünümüne kavuşan Matka, aynı zamanda Makedonya’nın en eski yapay gölü olma özelliğini taşımaktadır. Matka gezimizin ardından,  konaklama için otelimize geçiyoruz. 
Hotel Park, Hotel Panoramika, Hotel Karpos, Hotel Turist ve benzeri tesislerde. 

5. GÜN : ÜSKÜP (Kuzey Makedonya) – PRİZREN (Kosova) - İŞKODRA (Arnavutluk)
Sabah kahvaltımızın ardından otelimizden ayrılıyoruz. Üsküp’ten Priştine’ye doğru hareket ediyoruz. Varışımıza istinaden yapacağımız 1389 Kosova Muharebesi sonucu Kosova Ovası'nda öldürülmüş Osmanlı Padişahı I. Murad Hüdavendigâr'ın türbesini göreceğiz. Kosova Savaşı, bir çok Balkan Devleti'nin Osmanlı'yı durdurma amacı ile bir ordu toplayarak Osmanlılarla mücadeleye giriştiği bir savaştır. Savaş sonucu hem Sırp prensi hem de Sultan I. Murad hayatlarını kaybetmişlerdir. Fakat bu savaşta alınan galibiyet ile Osmanlıların Balkanlara ayaklarını sağlam basma ve yayılma şansları olmuştur. Sultan Murad'ın iç organlarının gömüldüğü bu türbe Rumeli'deki ilk Osmanlı yapılarındandır. Türbe ziyaretimiz ardından Prizren’e ulaşıyoruz. Geçmişte Roma, Bizans, Bulgar Krallığı, Sırp Krallığı, Osmanlı İmparatorluğu ve son olarak da Yugoslavya Devleti gibi bir çok uygarlığın hakimiyetine girmiştir. Şar Dağları'nın eteklerine kurulmuş olan bu şehir, etimolojik olarak "büyük kasaba" ya da "büyük kale" anlamına gelmektedir. Prizrende vereceğimiz serbest zamanımızın ve öğle yemeğinin ardından yürüyerek yapacağımız turda bu tarihi ve şirin kenti tanımaya başlıyoruz. Turumuzda göreceğimiz ilk eser, süslemeleriyle ünlü Sinan Paşa Camii'dir. 400 küsur yıllık bir yapı olan Sinan Paşa Camii en önemli Osmanlı-Türk eserlerinden birisidir. Sonrasında Türkiye Cumhuriyeti tarafından geçtiğimiz yıllarda restore edilen tam 400 yıllık Gazi Mehmet Paşa Hamamı, içindeki çeşmeden ötürü bu ismi alan meydan Şadırvan, Osmanlı döneminden kalma Yemen Fatihi Sinan Paşa'nın babası Ali Paşa tarafından inşa ettirildiği düşünülen 30 metrelik Taş Köprü ve Osmanlının 1455'te şehri ele geçirdikten hemen sonra inşa ettiği ilk eser olan Namazgah şehirde görülecek diğer yerlerdir. Sonrasında güzel şehir Prizren’e veda edip ardından Arnavutluk`taki son durağımız olan İşkodra`ya ulaşıyoruz. Panoramik olarak İşkodra`daki tarihi kale ve şehir surlarını görerek otelimize yerleşiyoruz. 
Hotel Grand Europe, Hotel Grand Europa Velipoje, Hotel Alis, Hotel Exal-Cove benzeri otellerde.

6. GÜN : BUDVA – KOTOR (Karadağ) – DUBROVNİK (Hırvatistan) – TREBİNJE (Bosna Hersek)
Sabah kahvaltısı sonrası ilk durağımız, zamanında balıkçıların yerleşim alanı olan bir adanın, kamulaştırılması sonrası Singapur’lu bir iş adamına satılması ile günümüzde Jet Sosyetenin tatil yeri olan, muhteşem St.Stefan’ı oluyor. St. Stefan tarihsel olarak Pastrovici kabilesine ait bir yerleşim yeri iken Osmanlıların saldırabileceği endişesi ile Venedik Cumhuriyeti'ne katılmıştır. Tarih boyunca korsanların ikamet ettiği bir ada olmuş fakat daha sonrasında yapay olarak karaya bağlanmıştır. Sonrasında yolumuza Adriyatik sahillerindeki olağanüstü manzaralı yollardan devam ederek Budva’ya ulaşıyoruz. Burası Adriyatık kıyılarındaki en eski yerleşim yerlerinden biri olup tam 2500 yıllıktır. Günümüzde Karadağ turizminin de merkez noktalarından kabul edilir. Budva'ya varınca merkezinde kale içerisinde kurulmuş olan, eski şehre giriyoruz. Burası tarihi Antik Yunan Kolonistlerinden tutun da Bizans ve Venediklilere, sonrasında Osmanlı İmparatorluğuna, Napolyon savaşları sırasında çok kısa bir süreliğine de olsa Fransa'ya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun hükmü altında kalmıştır. Burada Şairler meydanını da görüp, plaj bölgesinde serbest zaman veriyoruz. Dileyen misafirlerimiz denize Adriyatik sahillerinde girebilirler. Budva gezimizin ardından Kotor Körfezi'nin içinde yer alan küçük ama tarihi Kotor'a ulaşıyoruz. Kotor'da Romalılar tarafından M 168'de kurulmuş, antik adı "Acruvium" olan eski şehir'i, şehrin içerisinde yer alan ve orta çağda  Aziz Tripun adına inşa ettirilmiş Aziz Tripun Katedral'ini göreceğiz. Sonrasında yandıktan sonra tekrar inşa edilmiş Aziz Nikola Kilise'sini ve 1602 yılında barok ve gotik mimarınin bir karışımı olarak gri taşlar ile inşa edilmiş tarihi Saat Kulesi göreceğiz. Kotor gezimizden sonra, Karadağ – Bosna Hersek sınırından içinden Trebnişniça nehrinin aktığı Trebinje şehrine ulaşıyoruz. Konaklama yapacağımız otelimize yerleşiyoruz. Konaklama, akşam yemeği ve sabah kahvaltısı otelimizde.
Akşam yemeğimizin ardından Eski Yugoslavya'yı oluşturan üç ana devletten biri olan, Adriyatik Sahili'ne hakim coğrafyası sebebiyle, Balkan kültüründen ziyade İtalya - Akdeniz kültürüne yakınlığıyla bilinen Hırvatistan'a geçiyoruz. Kısa bir yolculuğun ardından, İtalyanca adı Ragusa olan, Adriyatik'in en eski ticaret limanlarından, uzun yıllar Venedik etkisinde kaldığı için İtalyan üslubu mimarisi ve şehir dokusuyla bünyesinde muhteşem bir tarih ve doğa sentezini barındıran Dubrovnik'e ulaşıyoruz. Bu güzel şehri tanıtan turumuza öncelikle UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil olan Eski Şehir Meydanı ile başlıyoruz. İlk olarak Şehrin Kule ve Surları'nı görüyoruz. Orta Çağ'ın en iyi 10 korunaklı şehri arasına giren Dubrovnik içerisinde bolca sur, kale, kule ve duvar görebilmek mümkün. Sonrasında gezimize barok mimari şeklinde inşa edilmiş, esasında tarihi Ragusa şehrinin koruyucusu, pagan tanrı Veles'e adanmış fakat Hristiyanlık inancı ile ismi ve şahsiyeti değiştirilmiş, Sebasetli Vlas'a adanmış Aziz Vlaho Kilisesi'ni ve Knez Köşkü'nü göreceğiz. Sonrasında ünlü şair, Karşı Reformasyon'un destekçişi ve dindar bir katolik olan Gundulic'in Heykeli'ni, tarihi çeşmeyi ve 14. yüzyıldan kalma eczaneyi ziyaret edeceğiz. Daha sonrasında her tarafından tarih fışkıran bu güzel, sanatsal şehrin büyülü atmosferinde vakit geçirmek için sizlere serbest zaman veriyoruz. Akşam gezimizin ardından geç saatlerde konaklama yapacağımız otelimize dönüyoruz. 
Hotel Leotar, Hotel Bellevue, Hotel Açimovic, Hotel Central Park ve benzeri hotellerde.

7. GÜN : TREBİNJE – POÇİTEL – BLAGAY TEKKESİ - MOSTAR - SARAYBOSNA (Bosna Hersek)
Otelde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Mostar'a hareket ediyoruz. Keyifli bir yolculuk ile 1472 yılında Osmanlının eline geçmiş ve izlerini hala taşıyan Poçitel köyünde, sabah köy kahvesinde çay molası veriyoruz. Avrupa’nın en hızlı su çıkış kaynağına sahip olan, Buna Nehri’nin kenarındaki Sarı Saltuk Tekkesi’ni (Alperen Tekkesi) görmek üzere Blagaj’a hareket ediyoruz. Muhteşem bir doğaya sahip  bu bölge,1465’ de Osmanlıların eline geçtikten sonra, bölgede kurulan tekke Bosna’nın yerel halkı olan Boşnakların (Bosniak) hızla Müslümanlığı seçmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Buradaki etkileyici gezimizden bir sonraki durağımız olan Mostar’a ulaşıyoruz. 600 yıllık geçmişe sahip, Bosna-Hersek'i oluşturan iki parçadan biri olan Hersek'in en büyük şehri Mostar'ı tanıtan yürüyüş turumuzda, 1557'de Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Mimar Hayreddin'in inşa ettiği, ancak 1992'de Hırvat topçu ateşiyle yıkılan, daha sonra 2004'te Türkiye'nin de büyük desteğiyle orijinal malzeme ve dönemin inşa teknolojisiyle yeniden yapılan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Mostar Köprüsü, Kuyumcular Çarşısı, Koska Mehmed Paşa Camii, Eski Hamam ve dönemin tipik Osmanlı evini yansıtan Müslüm Bey Konağı göreceğimiz yerler arasındadır. Mostar'ın yerel pazarlarından alışveriş yapabileceğiniz serbest zamanın ardından Saray Bosna`ya hareket ediyoruz. Bugün öğle yemeğimiz muhteşem kuzu çevirmesi. Saraybosna Mostar yolu üzerinde tarihi Jablanica kasabası yakınında bulunan kuzu çevirmesi ile tanınmış bir Restoran. Neretva nehri manzarasına sahip, karayolu kenarında yemek molamızdan sonra Başkent Saraybosna’ya ulaşıyoruz. Asırlar boyunca Balkanlar'ın kültür başkentliğini yapmış, 1914'te Avusturya-Macaristan Veliahdı Arşidük Franz Ferdinand'ın Sırplar tarafından bu arada öldürülmesi üzerine Birinci Dünya Savaşı'nın çıktığı yer olmuş, 1992 savaşında ise Sırp, Hırvat ve Boşnaklar'ın kendi aralarındaki yıkıcı savaşları sonucu büyük tahribata uğramış, fakat güzelliğini halen büyük ölçüde koruyan Saraybosna'da panoramik şehir turumuzu gerçekleştiriyoruz. Turumuz esnasında meşhur Başçarşı, tarihi Osmanlı hanı Morica Han, şehrin dinsel kozmopolitliğini yansıtan Katolik Katedrali, Sinagog, Hüsrev Bey ve Ferhadiye Camileri, 1914'te Franz Ferdinand suikastinin gerçekleştiği Latin Köprüsü, Eski Kütüphane, şehrin 40 yıllık Avusturya-Macaristan yönetimi sırasında oluşmuş ve batı tarzı binalarını görebileceğiniz turumuzu tamamlayarak otelimize yerleşiyoruz.
Konaklama akşam yemeği ve sabah kahvaltısı Hotel Exclusive, Hotel Koncept, Hotel Holiday, Hotel Holywood ve benzeri hotellerde.

8. GÜN : SARAYBOSNA (Bosna Hersek) – BELGRAD (Sırbistan)
Otelde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Belgrad’a doğru yola çıkıyoruz. Muhteşem manzaralar içeren yolculuğumuz sonrası canlılığın ve hareketliliğin yeni sembolü, Avrupa’nın en eski kentlerinden biri olan Belgrad şehir turumuza başlıyoruz. Burada Türk döneminin muhteşem Oyma Tavanları ile süslü Eski Saray'ı göreceğiz. Eski Saray (Stari Dvor) 19. yüzyılda inşa edilmiş olup, Sırp Krallığı'nı yönetmiş Obrenovic Hanedanı tarafından kullanılmıştır. Saray her iki dünya savaşında da ağır hasar almış fakat sonrasında restore edilmiştir. Saray'ın mimari yapısı oldukça zengin ve süslenmiş olup, mimari yapısı kare biçimindedir. Saray gezimiz sonrası  Bin yıl anıtı, Sava Nehri'nin Tuna'ya katıldığı noktada Fatih Sultan Mehmed'in uğruna yaralandığı ama fethinin Kanuni sultan Süleyman'a nasip olduğu Osmanlı ordusunun ikmal merkezlerinden Belgrad Kalesi'ni de ziyaret edeceğiz. Belgrad Kalesi M.Ö 3. yüzyılda barbar Kelt kavimleri tarafından inşa edilmiş, Roma'nın şehri ele geçirmesi ile birlikte genişletilip, büyütülmüştür. Hunların saldırılarına kadar da Roma İmparatorluğu ile "Barbar" kavimlerin arasında bir sınır oluşturmuştur. Sonrasında Bizans İmparatoru Justinyen tarafından kale savunma amaçlı daha da büyütülmüş fakat Avar ve Sırp saldırılarına dayanamamıştır. Sonrasında Türkçe Kale Meydanı'ndan gelen Kalemegdan'ı geziyoruz. Burası şehir ile kaleyi birbirinden ayıran, Osmanlı Ordusunun talim ve savaş öncesi ordusunu burada toparladığı düzlük bir arazidir. Sonrasında Romalılar'dan beri şehrin binalarının yapımında kullanılan taşların çıkarıldığı yer olan Taş Meydan, içerisinde antik çağdaki kılıç, zırh ve çeşitli askeri tehçizatlardan tutun da Modern savaşlarda kullanılan en yeni silahlara kadar her türlü askeri silah ve ekipmanın saklanıp, sergilendiği Askeri Müze, 1716 yılı Petrovaradin Muharebesinde şehit düşen Şehit Ali Paşa'nın Türbesi, Ve Osmanlı'nın Belgrad'ı hükmettiği yüzlerce sene boyunca inşa ettiği 250 camiden yalnızca hala faal olan tek cami olan Bayraklı Camii görülecek yerler arasındadır. Cami gezimiz sonrası dileyen misafirlerimiz ile düzenlenecek olan Tuna ve Sava Nehri Tekne Turuna katılabilirler. Turumuz ardından otelimize yerleşiyoruz.
Hotel Mar, Hotel B, Hotel Theater, Hotel Prag ve benzeri otellerde. 

9. Gün: BELGRAD (Sırbistan) – SOFYA (Bulgaristan) - TÜRKİYE
Otelde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından tarii şehir Belgrad’dan ayrılıp Niş yolu ile Sofya’ya ulaşıyoruz. Balkanların en eski şehirlerinden biri olan Sofya'da tam 7000 yıllık bir insan yerleşimi söz konusudur. Roma İmparatorluğu zamanındaki ismi Serdika olup bölgede yaşayan kabilelerin ismini almıştır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise Sofya, Rumeli Vilayeti'nin baş şehri ilan edilmiştir. Bu sebep ile Osmanlı zamanında Balkanlarda önemli, kültürel ve stratejik bir merkez olmuştur. Tarihi, güzel şehir Sofya’ya varışımızın ardından şehir turumuza başlıyoruz. Yapacağımız şehir turunda ilk ziyaret noktamız St. Nedelya Kilisesi. 10. yüzyılda sağlam taş temellerle inşa edilmiş bu kilise Ünlü Bulgar Mimar Ivan Vasilyov tarafından inşa edilmiştir.  Malesef ki zaman içerisinde bir çok tahribata uğramış ve bir çok kez restore edilmiştir. Nedelya Kilisesi'nin ardından Rusların Bulgarları Osmanlı hakimiyetinden kurtarışının bir simgesi olarak 19. yüzyılda, aynı yerde önceden inşa edilmiş olan caminin yıkılması ile yapılan Rus Kilisesi, Romalılar tarafından bir pagan tapınağı olarak inşa edilmesinin ardından Kilise'ye dönüştürülen Rotanda Kilisesi, ve sonra Erken Doğu Roma kilise mimarisinin çok güzel bir örneği olan ve şehrin de ismini aldığı Aya Sofya Kilisesi'ni ziyaret edeceğiz. Sonrasında Bulgaristan'ın tek meclisli yasama organı olan Ulusal Meclisin içerisinde yer aldığı Parlamento binasını, 1888'de kurulmuş, Bulgaristan'ın en önemli üniversitesi olan Sofya Üniversitesi, Bulgar Ortodoks Patriği'ne ev sahipliği yapan, dünyanın en büyük kiliseleri arasında yer alan ve aynı anda 10 bin kişiyi içine alabilen Aleksander Nevski Katedrali'ni göreceğiz. Büyüleyici Katedral gezimiz sonrasında başbakanlık binası ve şehrin ve balkanların en önemli binalarından birisi olan, içerisinde ulusal kongrelerin, resmi toplantıların, konferansların, festivallerin, konserlerin ve bir dizi farklı organizasyonların da düzenlendiği, altıgen şeklinde inşa edilmiş ve yapımında 10 bin ton çelik kullanılmış, görkemli NDK Ulusal Kültür Sarayı'nı göreceğiz. Ayrıca ulu önder M.Kemal Atatürk’ün yeniçeri elbisesi giyerek katıldığı balonun yapıldığı ordu evini de görme fırsatımız olacak. Daha sonra, Kapıkule Sınır Kapısına hareket ediyoruz. Freeshop alışverişimiz için serbest zaman alıyoruz. Gümrük işlemlerinin sonrasında Keşan üzerinden sabah saatlerde İZMİR’e ulaşıyoruz. Bir başka KARETUR organizasyonumuzda buluşmak üzere siz değerli misafirlerimize veda ediyoruz.


FİYATLARA DAHİL OLAN HİZMETLER

* Lüks otobüs ile ulaşım ve programdaki tüm turlar
* 3*, 4* ve 5* Otellerde 7 Gece Oda Kahvaltı konaklama
* Otobüste Su İkramları tur boyunca,
* Profesyonel Türkçe Rehberlik Hizmeti
* Yunanistan’de Taverna Eğlencesi / Balık, Salata, Meze Menü - ( 45 € Değerinde Hediye ) 

 

FİYATLARA  DAHİL OLMAYAN HİZMETLER

* Vize Ücreti ve Servis Ücreti Yeşil Pasaporta vize yoktur
* Yurtdışı çıkış harcı bedeli - ( Misafirler tarafından ilgili bankalara yatırılır yada gümrükte  ödenir )
* Öğle Yemekleri .Akşam yemekleri ve tüm yemeklerde alınan içecekler
* Müze, Ören, Şehir Kaleiçi ve Milli Park Giriş Ücretleri
* Yol güzergahında molalarda alınan yiyecek ve içecekler
* Zorunlu Seyahat Sigortası (Kişi Başı 10 Euro Zorunludur)

DİĞER BİLGİLER
Kalkış Yerleri
  • BOSTANLI İSKELE (17:00)
  • ÜÇKUYULAR ZİRAAT BANKASI ÖNÜ (17:30)
  • HATAY ÜÇYOL METRO ÇIKIŞI KAMİL KOÇ ÖNÜ (17:45)
  • BORNOVA EGE ÜNİVERSİTESİ ÖNÜ (18:00)
Notlar

İptal Şartları
https://karetur.com/2024balkanturu-mugla

İsmet Kaptan Mahallesi Şair Eşref Bulvarı Karaahmetoğlu İş Merkezi Blok No:22 İç kapı No:104 Konak / İZMİR
+90 232 441 7300


Bu çıktı 28.03.2024 22:09 tarihinde verilmiştir. tur programında ve fiyatlarında değişiklik yapabilir. Lütfen rezervasyon anında yeniden kontrol ediniz.